1 Ocak 2009 Perşembe

ARICILIĞA NASIL BAŞLADIM

Çocukluğumda rahmetli babamın 10-15 adet arılı kovanı vardı.Tabiki kovanları ince uzun tahtalardan çakılmış gayrimuntazam kovanlardı.Mayıs ayından Haziranın yirmibirine kadar yani hıdırellezdan gün dönümüne kadar arılığın önünde oğul beklerdik.Gün dönümünden sonra beklemezdik.Hani bir söz var.Sabah erkeğinden sonra kalkan karıdan,Ağustostan sonra ekilen darıdan,gündönümünden sonra oğul olan arıdan fayda çıkmaz.Ne derece doğrudur yorum sizlerin.

Oğul kovandan çıkar çıkmaz elimizde kaşık ve tabak birbirne vurarak defalarca KONDALA diye bağırırdık.Zira bizim arıları babam Türkçe öğretmişti ve kondala deyince dala konuyorlardı.(Şaka) Her ne kadar teknik kabul etmese de oğula sesler çıkarmak kum toprak gibi cisimler atmak oğulu etkiliyor.Ben buna defalarca şahidim.

Oğul genellikle meyve dallarına konardı çünkü her taraf meyvelik.Oğulun bulunduğu dal urganla bağlanıp testere ile kesilip altta hazırlanmış,oğulotu ile pekmez şerbeti sürülmüş kovanın önüne oğul bırakıldığı an oğul serüveni bitmiş mutlu sona ulaşılmış olurdu.

Ben o zamanlar en çok arı sokmasından ve hastalandığımda iğne yaptırmaktan korkardım.

Okulda arıcılık dersi almıştık.Arıcılık hocamızın adını unutmuşum ama lakabı dadan idi(Dadant kovanlarından alma)Çok sempatikti.Arıcılığı bize çok iyi sevdirmişti.Hatta bir parmak bal yiyen hasta olmaz.bir gram arı sütü yiyen ihtiyarlamaz derdi.

Mesleğimin ilk yıllarında da arıcılık seminerlerine katılmıştım.1996 yılında biraderm fakir fukara fonundan 4 adet arı almıştı ve arılar bir yılını doldurmadan sönmüşlerdi.boş kalan kovanlar da canımı bir hayli sıkıyordu.

Dairede ben arabalarla ilgileniyordum.Şoför kıtlığında Kaymakamlık onayı ile araba kullanıyor arkadaşları göreve getirip götürüyordum.Arıcılıkla ilgilenen arkadaşlardan Ömer KIYICI’yı,Hayrettin YAZICI’yı ve Hüseyin İSPİRLİ’yi göreve defalarca götürmüştüm.Bogazkaya Köyünden Hüseyin TEMEL’den bir adet arı böldük.Köy uzak olduğu için ilgilenemedik onu da söndürmüştük.2000 yılında Arkadaşım Hüseyin İSPİRLİ ile hemen hergün arıcılara gidiyorduk.Artık arıları da iyiden iyiye sevmeye başlamıştım.Boş kalan 5 kovanımı doldurmak istiyordum.Arkadaşım Hüseyin Bey de arı almak istiyordu.Böylece kararlaştırdık ve 2 şer kovan arı satın alarak biz bu işe başladık.

Sebepsiz ölüm, vesilesiz görüm olmazmış.İyi bir vesile oldu arıcı olduk.Kötü işlere başlasaydık akibetimizde kötü olurdu.Allah verirse hayırlısını versin.Şerden cümlemizi korusun(Amin)

Hiç yorum yok: